Pazar sabahı... O yumuşacık sessizlik içinde, güneş pervazdan usulca içeri süzülürken yatağımda biraz daha oyalanıyordum. Tam o sırada aklıma bir söz takıldı:
“Eğri gemi doğru sefer yapar.”
İlginç değil mi? Hayat da biraz böyle. Geminin şekli mükemmel olmasa bile, rotası doğruysa limana ulaşır. Belki de bu söz, kusurlarımızla da gayet yol alabileceğimizi hatırlatıyor bize. Mükemmel olmadan da doğru bir hayat sürebiliriz.
Kusurlarımız: Yoldaşlarımız
Hepimizin bir köşesi biraz yamuk. Kimimiz tez canlıyız, kimimiz kararsız, kimimiz biraz fazla inatçıyız... Ama bu küçük eğrilikler bizi benzersiz kılıyor. Düşünsenize, çiziklerle, izlerle dolu eski bir balıkçı teknesi... Belki yepyeni değil ama denize ne zaman açılsa, görevini yine başarıyla tamamlıyor.
Hayatta da aynısı geçerli. Kusursuz olmaya çalışmaktansa, var gücümüzle doğruya yönelmek belki de en kıymetlisi.
Hatalar: Rotanın Bir Parçası
Zaman zaman yanlış kararlar alır, beklenmedik yönlere saparız. Bazen fırtınada savrulur, bazen pusulamız bozulur. Ama önemli olan, hatayı fark edip yönümüzü yeniden bulabilmek.
Denizcilik de sadece güneşli havalarda yol almak değildir; asıl ustalık, rüzgâr ters eserken de limanı görebilmektir.
Pazar: Kendimize Dönme Günü
Bugün pazar. Belki de bu yüzden iç sesimizi duymak, kendimize nazik davranmak için güzel bir fırsat. Eğri bir gemi olabiliriz, ama rotamız içtenlikle doğruysa, varacağımız liman yine de güzeldir.
Haydi bir fincan kahve alın elinize. Gözlerinizi kapatın, denizin kokusunu düşünün. Dalgalar bazen hırçın, bazen sakin... Ama yolculuk hep sürüyor. Hayat böyle işte; dümdüz değil, ama gerçek.
Ve hatırlayın:
“Gemi eğri olsa da, sefer doğruysa, önemli olan yola devam edebilmektir.”