Bir yanda gösteriler, yürüyüşler devam ederken öte yanda gözaltılar tutuklamalar, medya karartmaları sürüyor. Bu olaylar devam edeceğe benziyor. Ülkemiz çıkmaz bir yolda mı, sorusu taşradaki vatandaşın kafasında.
Geriye, geçmişe dönüp baktığımızda yolsuzluk iddialarını sağır sultan bile duydu. Buna karşı iktidarı elinde bulunduran güç, bu iddialara karşı bir işlem yapmadı. Bir iki belediye başkanı istifa etti ya da bir sonraki seçime aday gösterilmedi o kadar. Ne bir adli, ne de idari işlemin yapıldığını duymadık. Yolsuzlukların, hırsızlıkların üstüne gidilmesin demek, insan olduğunuzu inkar etmek demek noktasındadır. Adalet terazisi eşit çalışmalı, eşit çalışmazsa tepkilerin çoğalması normal.
Diğer taraftan ekonominin durumu yediden yetmişe herkesin gözü önünde. Haftadan haftaya gelen zamlar milletin belini büktü. Ücretlerin çok düşük kaldığını anlatmaya gerek yok.
Suriyeliler meselesi büyük bir çoğunluğun istemediği, “yetti gayri” dediği bir konu.
Sağlık derseniz özel hastanelere gidebilenlerin dışında memnun olan yok. Günde yüz, yüz elli hasta muayene edilir mi? Hekimler yorgun. Hastaya soru sormaya ne vakitleri var, ne de güçleri. Hasta konuşacak olsa, tamam, tamam deyip kestirip atıyorlar. Çünkü işleri haddinden fazla.
Eğitim yıldan yıla kötüye gidiyor. Yaz boz tahtasına döndü. Her Bakan kendi ideolojisine uygun bir şeyler uyduruyor.
İnanmış göründükleri ile yaptıkları çelişkili. Mütevazilik bitmiş. Sonradan görmenin iştahı ve davranışı mide bulandırıcı. Kargaşa, her gün işlenen cinayetler, kazalar toplumu germekte.
Üniversiteler lise gibi. Yaratıcılık ve bağımsızlık ölmüş. üniversite enflasyonu var. Eskiden bir akademisyen konuştuğunda ağzımız açık dinlerdik, şimdi öyle mi?
Örnek olacak şekilde üsttekilerde tasarrufun zerresi yok. Çeçten çuvalını dolduran doldurana. Çeç, taşlığa binmiş.
Gelir dağılımı paylaşım farkı uçuruma dönmüş.
Bu ortamda, halkın bir parça umudunu bağladıklarını sen gözaltına al, tutukla. Sonra da milleti susturmaya çalış. Bunun için elindeki imkanları kullan. Geri teper.
Güzel ülkemize her zaman gerekli ve yararlı olan aydınları, geleceğin ülke yöneticilerini öğrencilerimizi küstürmeyin, ülkesinden soğutmayın ve kaçırmayın! Eleştiriye tahammül edin biraz. Bu ülke, h e p i m i z i n…
Hüseyin Seyfi