Bugünlerde kamuda tasarruf güncel haberler arasında.
Nerede tasarruf? Kimlerle tasarruf, nasıl tasarruf. bu belli değil.
Bir yanda tasarruf söylemleri, öte yanda har vurup harman savurma haberleri. Savurganlığın bini bir para sözü tam oturuyor.
Geçenlerde sosyal medyada bir insan resmi. Bir bayan bankta oturmuş, tek başına elinde sandviç yemekte. Bunda ne var? İlk bakışta böyle bir soru haklı. Ama bunun bir Avrupa ülkesinde bir bakanın olduğu yazısı okunduğunda hayrete düşülüyor. Başka bir resimli haber: altında bisiklet Hollanda cumhurbaşkanı makamına gidiyor, kapıdan girerken polis selam veriyor, sadece bu. Ne korumalar, ne de katar katar arabalar. Avrupa görmüş, orada uzun yıllar yaşamış birine sorulduğunda bu gayet normal bir davranış diyor. Bakanlar başbakanlar halkla beraber, halkın oturduğu yerde oturur, halkın yemek yediği yerde yer diyorlar. Korku yok, hava atma yok, aç duyguların doyurulma iç tepisi yok.
Bunları gözlerken, anlatılanları dinlerken insanın içi gidiyor, biz neden böyleyiz diye. Daha dün kasabaya belediye başkanı olmuş, bill boardlara koca koca ilanlar belediye kesesinden, halka kendini seçtikleri için teşekkür ediyor. Arkasından 23 Nisan yine dev puntolarla bayram kutlaması, sonra bir Mayıs vs. Sanki ilanla bayram kutlamasa halk küsecek ve bir daha oy moy vermeyecek .Bu davranışlar doğuya mahsus mudur? Yoksa sonradan görmelik midir?
Ne kadar çok örnek var. Seçimlerde hep aynı yüzleri görmek, aynı sözleri dinlemek için yüzbinlerin meydanlara toplatılması Aday adaylarının, kafa kol ilişkilerine göre aday yapılması. Çoğu belediyelerin bıraktıkları borç yükleri. Ahbap çavuş ilişkilerine göre değerinden kat kat fazlaya verilen kamu ihaleleri. Nerede, nasıl, kimlerle ve ne zaman tasarruf ? Bunu bir bilebilsek…
Derinliğimiz var mıydı, onu kaybettik, sığlarda yüzüyoruz.